Meral Meri ~Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Pencerede Buluşmak

Biliyordum, seninle böyle çoğaldığımı…
Sabahın erken saatlerinde.
Ve ardımdan gelen o adımın
Sana ait ve senin benekli kelebeklerin olduğunu…
Onlar da tıpkı benim gibi ışığa kanat çırpıyordu;
Kadın ve erkek inlemeleri arasında.
Bir köşede durup dinledim bu sesleri,
Sokak lambasının bir salyangozunda.
Birden bir çıplaklık sardı herkesi…
Anadan doğma insanlarlar kara servi ağaçları arasında geziniyorlardı.
O an gördüm işte dolunayı gökyüzünde;
Karanlığın dünyayı sahiplendiğini söyledi bana…
Yağmurlar vurunca cama- bunu tekrar etti: “Karanlık, dünyayı esir aldı!”
Biliyordum,yine de seninle böyle çoğaldığımı;
Durup seyrederken birbirimizi gördüm bunu.
Karanlık, bir şatoda bir avukat gibi dolaşırken
Yine gördüm o ceza kolonisinde…
Bir deniz kurdunun içeri girip de, nasıl da cesaret gösterip gezinebildiğini.
Biliyordum, seninle çoğalmak genellikle böyle bir şeydi.
Ve bir ayinden diğerine giderken yedi öyküden birini çıkardığında…
Geriye yalnızca altı öykü kaldığını biliyordum, bir salyangoz gibi.

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Pencerede BuluşmakMeral Meri - Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim - Pencerede Buluşmak-şiir-poem-poet-love-.jpg

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Birleşmek

Uçurumun kenarında
Ne zaman yağmur görsem
Onun denize ait bir şey olduğunu düşünmüşümdür…
Önce güvertesini yıkayıp
Sonra rotasını belirleyen
Ve daha sonra denize açılan
Onunla haşir neşir olan bir şey…

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / BirleşmekMeral Meri -Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim - Birleşmek-şiir-edebiyat.jpg

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur

Ben geldim diyorsun yani…
Giderayak hem de?
Ama şiirler yazdım, şiirleri sana yazdım!
Okudum üfledim de öyle gidiyorum diyorsun yani?
Denize indim, ama bir simit alıp da öyle indim…
Bir martıyla sohbet ettim…
Ama o sendin; ben seninle ettim o sohbeti diyorsun yani?
Hem de giderayak?
Ama denizin kokusuna benzemez ki benim kokum;
Ben bir balık değilim.
Sonra simitçi Ahmet ağabeyin o çok taze o çıtır dediği simitleri de…
Falanları da filanları da değilim; hatta o çok övüne durduğu planları hiç değilim…
Kim olduğumu söylemediler mi sana?
Eğer söylemiş olsalardı,
Eğer bilmiş olsaydın;
Giderayak yazılmış şiirlere hiç yüz vermeyeceğimi iyi bilirdin.
Bence sana benimle ilgili hiçbir şey söylememiş…
Yazık, bu koskocaman İstanbul da ayıp etmiş canımmm gönlüme!
“Seni seviyorum!” demeden nerelere gidiyorsun a, yarim?
Hem kim dedi sana, benim mektuplarla aram iyi diye?
Bu koskocaman bir yalan…
Benim aram yağmurlarla iyidir; yağmur eteklerimdedir…
Otlarsa dizlerimde diz boyu güzeldir!
Deniz ise denizlerde güzeldir ancak.
Kim demiş,o gözlere de yakışır diye?
Onu diyen bir kere halt etmiş; diyemedin mi ki; bir daha böyle halt etmeyesin?
Bence arada sen de bir şeyler demelisin!

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur
~
A rainy day in Istanbul, Edward Seago. English (1910 – 1974)Meral Meri -Deniz Fenerine Yolculuk - Mektup Ve Yağmur-Edward Seago-istanbul-şiir-edebiyatsanat-poetmeralmeri-English-Journey To The Lighthouse  Letter -And Rain.jpg

Neydi O Sır Öğrenmiştik

Hayatımıza aldığımız bahanelerden birini dün gece
Şubat yağmurlarının birinde denk geldim ve gördüm.
Bir ellinde üç tane koyu mavi Kantaron çiçekleri vardı.
Diğer elinde ise çiçeklerini sulama aparatı.

Onu bir sokak lambasının altında durup uzun uzun seyrettim.
Merak ettim bizden kaçıp buralarda ne yaptığını.
Elindeki Kantaron çiçeklerinin kökleri yoktu ve bir saksısı da öyle.
Çiçeklerini sulamak için elindeki aparatı açıp yağmur damlalarını toplamak için
Bir oyana bir bu yana akan tırafikte cebelleşiyordu adeta.

Derken araçlardan biri durdu ve penceresinin camını indirdi:
“Canına mı susasın be ,çekil git önümüzden de yolumuza gidelim!”dedi.
Bahane bu ya: “Canıma değil ama çiçeklerime su biriktiriyorum.”dedi.
Aracın sahibi: “Her zaman bir bahaneniz var desenize?” deyip “Çekil çekil, gece gece iş açma başıma!”
Dedikten sonra; bahane onu hiç umursamadan elindeki aparatı ile yapmur tanelerini toplamaya devam etti.

Ben hala onu izleyip bizden kaçışan bu bahanemizin derdi neydi diye düşünüyordum.
Bir süre izleyip düşündükten sonra sıkılıp yanına gittim.
“Bence yeteri kadar yağmur taneleri toplamışsınız, sizce de kafi değil mi bu?” dedimse de
yüzüme bile bakmadı.

Ne zaman ki, yağmur kesildi işte o andan sonra: “Tamam, dolmuş bu.”dedi.
Köksüz olan Kantaron çiçeklerini oracıkta biriktirdiği suyun içine koydu ve gözden yitti.
Ben hayret ettim bu işe, doğrusu hayatımızın bahaneleri öyle çok da sabırlı ve çalışkan değildir iyi şeyler için.
Ama neydi o sır, köksüz çiçekler bir gün solmaya mahkumdur dedim.
Bahanem ise hiç geçikmeden o an: “Her zaman hazır ve nazırım.” dedi.
Meral Meri / Neydi O Sır Öğrenmiştikneydi o sır öğrenmiştik-deneme-meralmeri-Gentian Flower-kantaronçiçeği-bahaneler-.jpg

Meral Meri /Kısa Kent Şiirleri /Önce Ekmek

Kırılan bir kalbin,
Ağlayan bir gözün,
Cesaretsizliğin,
Ve umutsuzluğun…
İlacı nedir?
Akşam gölgelerinin içimize dolması mı?
Lirizmle sevişmek mi?
Günbatısıyla boşanmak mı?
İyi düşümek gerek,
Güzel konuşmak,
Girişken olmak,
Ve umutlu-
Daima umutlu…
Tıpkı bir güneşin dili gibi,
Ama önce ekmek.

Meral Meri /Kısa Kent Şiirleri /Önce Ekmekkısakentşiirleri-önce ekmek-meralmeri-şiir-edebiyat-istanbul-sanat-kitap-

Meral Meri /Mavi Masalımın Yeşil Kırıntıları /Yağmur Partileri

Arada sırada çapalanmış bir toprak gibi,hissedebilirsin kendini
Ve seninle öğünen bir aşk da olmayabilir
Onlar ormana kaçışan fareler gibi,de olabilirler
Ya da birer kaplan
Onları çerçeveletip duvara asmak
Ve her gün yüzlerine bakıp küsmek yerine
Mavi koltuğuna kurulup sadece bir martı çizebilirsin
Onu görüp sevmeyi bir dene
Çünkü her zaman aynı yöne bakmak zorunda değilsin
Zaten öyle geniş zamanların da olmayacak
Ama yağmur partileri hep var olacak
Onu hissedip sevmeyi bir dene…

Meral Meri /Mavi Masalımın Yeşil Kırıntıları /Yağmur Partilerimavimasalımınyeşilkırıntıları-yağmurpartileri-meralmeri-şiir-rain-

Yağmur

2051573456-love-rain

O da benim gibi yağmuru seviyormuş
Çocukdum,sevindim.
Yanağımdan süzelenleri saymıyordu,
Onlar çünkü denizdi,öpünce çöl olan…
Onunkiler de okyanus.öpülünce biz olan.

O da benim gibi yağmuru seviyormuş
Adamdım,sevindim.
Kalbime süzülen onsuz geceleri saymıyordu,
Onlar çünkü sevgiliydi,sarmaş dolaş,
Onunkiler de elbet.

O da benim gibi yağmuru seviyormuş
Kadındım,sevindim.
Gözlerine saklandığımı saymıyordu,
Onlar çünkü aşktı,sayı bilmezlerdi ki
Onunkiler de ebe,ve yakalandım!

(Meral Meri)