Söğüt Ağacının Gölgesinde / Mevsim Salatası

Gittikçe uzaklaşıyordu o sıkıcı toz bulutları gövdemden.
Daha berrak, daha temiz bir gökyüzüne doğru yürüyordu hastalıklı ayaklarım.
Kırlangıçlar gibi uçmak vardı şimdi.
Ardımda o güz sancılarını bırakıp ve göçüp gitmek şimdi.
Daha uzağa, daha uzağa ve yine daha uzağa.
Bilmediğim, görmediğim, duymadığım yeni, yepyeni serüvenlere doğru.
Ama hayır, ben hep aynı çemberin içinde; içi yanan ,içi susayan, o çorak çöldüm sadece.
Ne güneş rüzgarları, ne ay ışığı, ne yağmurlar, ne de solucanlar gibi sürünmek…
Beni kurtaramazdı, beni kurtlandırırdı ancak. Zaten ben de kurtaramadım kendimi bu karanlıktan.
Kaldık mı, yine böyle o soğan cücüğü gibi tek başına?
Adamlardan biri gülüyordu, diğeri ise işaret parmağını neredeyse gözüme sokacaktı.
Gittikçe tükendiğimi anlamıştım.
Uzaklaştığımı da öyle.
Hep o sıkıcı toz bulutları örtüyordu üzerimi.
Bir şeyin uzaklaştığı yoktu, bir yere gittiğim de öyle.
Güz sancısını çekiyorduk ve bu sonsuza kadar sürecekmiş gibi sevinçliydik hepimiz.
Ardımda kalan hiçbir şey yoktu.
Ve ben, hiçbir şeyin güzel bir şey olduğunu en şairane biçimde öğrenmiştim.
Daha ne olsun, şu hayat dediğimiz şey; ancak bir mevsim salatası kadar karmaşıktır.
Ve gittikçe uzaklaşmamıza neden olur.

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Mevsim Salatası

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Buluşmayan Konuşmalar Üzerine

Ruhum dar, pis ve karanlık sokaklarda geziniyor
Yalan rüzgarları içime işliyor
Entelektüellerin anormal sırları açığa çıkıyor
Sapkın zevklerin beyaz geceleridir bunlar

Kelebekler baharı seyrediyor
Güvenmezken güveniliyor
Biliyorum, hayal kırıklığıdır bunlar
Üzülme, son kuşlar da uçuyor

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Buluşmayan Konuşmalar Üzerine Meral Meri -Söğüt Ağacının Gölgesinde -Buluşmayan Konuşmalar Üzerine -Entelektüeller-sapkın-anormal-hayal kırıklığı-beyaz geceler-yalan rüzgarı-

Meral Meri ~Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Pencerede Buluşmak

Biliyordum, seninle böyle çoğaldığımı…
Sabahın erken saatlerinde.
Ve ardımdan gelen o adımın
Sana ait ve senin benekli kelebeklerin olduğunu…
Onlar da tıpkı benim gibi ışığa kanat çırpıyordu;
Kadın ve erkek inlemeleri arasında.
Bir köşede durup dinledim bu sesleri,
Sokak lambasının bir salyangozunda.
Birden bir çıplaklık sardı herkesi…
Anadan doğma insanlarlar kara servi ağaçları arasında geziniyorlardı.
O an gördüm işte dolunayı gökyüzünde;
Karanlığın dünyayı sahiplendiğini söyledi bana…
Yağmurlar vurunca cama- bunu tekrar etti: “Karanlık, dünyayı esir aldı!”
Biliyordum,yine de seninle böyle çoğaldığımı;
Durup seyrederken birbirimizi gördüm bunu.
Karanlık, bir şatoda bir avukat gibi dolaşırken
Yine gördüm o ceza kolonisinde…
Bir deniz kurdunun içeri girip de, nasıl da cesaret gösterip gezinebildiğini.
Biliyordum, seninle çoğalmak genellikle böyle bir şeydi.
Ve bir ayinden diğerine giderken yedi öyküden birini çıkardığında…
Geriye yalnızca altı öykü kaldığını biliyordum, bir salyangoz gibi.

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Pencerede BuluşmakMeral Meri - Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim - Pencerede Buluşmak-şiir-poem-poet-love-.jpg

‘Nereye ait olduğumu bilseydim; karanlığı ve aydınlığı sorgulamazdım… Bu yüzden ciğerlerimin yeni bir havaya ihtiyacı olduğunu biliyorum. Fakat bunun için dahi sanallar dünyasını kabul edemem!’ Meral Meri

‘Nereye ait olduğumu bilseydim; karanlığı ve aydınlığı sorgulamazdım…
Bu yüzden ciğerlerimin yeni bir havaya ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Fakat bunun için dahi sanallar dünyasını kabul edemem!’

Meral Merimeralmeri-aforizmalar-kitap-sanaldünya-sorgulayış-felsefe-kafkaokur-.jpg

Kısa Kent Şiirleri /Geceyarısı Güneşi

Kış karanlığına gömüldüm
Buzdağının erimiş küçük parçasında…
Gökyüzüne perdeler çektim-
Çarpışmanın yükünden kurtuldum
Gizemli karanlığında gecenin…

Meral Meri/ Kısa Kent Şiirleri /Geceyarısı GüneşiMeral Meri-Kısa Kent Şiirleri -Geceyarısı Güneşi-şiir-edebiyat-gece-güneş-yük-huzur-kitap-metisyayınları-edebiyat-fikirsanatdergisi-kışkaranlığı-gömülmek-buzdağı